indiaaaa

Saturday, June 24, 2006

Haziran Sonu

Her gun 8:11 trenini yakaliyorum, genelde hep ayni yere oturuyorum. Trenin gittigi yone bakan tarafta, cam kenari. En populer yer trendeki, cunku benim gibi hintliler de bu sicaga dayanamiyo. Tren takimimiz hep ayni: Bi tane kadin var, kisacik sacli, hic sari ya da shalvar-kamis (salvarin ustunde uzun elbisemsi sey) giymiyo, 3 gunluk gomlegi var. Persembeleri pazartesi ne giyiyosa onu giyiyo. Baska bi kadin her gun giderken hatim indiriyo, ya da dua edip tesbih cekiyo, ama basi kapali diil. Bi tane yasli kadin var, ya da yasli gosteriyo. Tatli kadin, artik hep selamlasiyoruz sabahlari. Bi tane jain kadin var, jainler bi tane bileklik takiyolar; bilekliklerden dinlerini resmilestiriyolar gibi.. Kadin tren son duraga ulasana kadar kimi bulduysa onunla konusuyo, hep bi seyler anlatiyor. Zaten hintli kadinlar cok konusuyor.

Trenden inince mucadele basliyo, ya otobuse kosuyorum ya da durakta otobus yoksa taksi kapmak icin diger taksi-insanlariyla taksi kapmak icin yarisiyoruz.

Yagmurlarin baslamasiyla sokaklarda nehirler oluyo, pek temiz diil. Bombay'da yururken hep yere bakmak gerekiyo, ustune basilabilecek sagli sollu pislik engelleri var.

Is yerimde hep muzik var. World Space denilen bir radyo var, super muzik dinliyoruz hep. Supergrass bile duydum, ya da Smashing Pumpkins. Is yerinde oglen 1de yemek aramiz basliyor. Her gun 12.30 gibi is arkadaslarim, bugun ne yicen? ne yemek ismarlican? diye soruyolar. Ben yemek yemiyince ardi ardina sorular geliyor. Hint yemegini sevmedin mi? Fast mi ediyosun? ya da Bi tek meyve mi yicen, acikmiycak misin? ve bunun gibi ayni sorularin degisik versiyonlarini ofisteki 25 kisiden en az yarisi soruyor.

Aksamlari 7-7bucuk arasi eve gidiyorum. Ilk once Denis'le yemek yapiyoruz, muzik dinliyoruz. Sonra ya film izliyoruz, ya da oyun falan oynuyoruz (Su siralar ya worms ya da the da vinci code)11gibi benim gozlerim kapanmaya basliyor. Ev bir harika. Icimdeki temizlik canavari da ev sayesinde ortaya cikti. Surekli bi seyleri temizliyorum, ama sikinti diil de, evimi temizlemis olacagimin tatminiyle bu isleri yapiyorum.. Sikintili gelmiyor genelde. En sevmedigim is utu. Bu sicakta, ucuz olsun diye aldigimiz kiytirik utu beni cok ugrastiriyo. Pek guzel is cikarmiyor. Satici bu en ucuzu, Afrikalilar bunu kullaniyo diye satti zaten. Hintliler Afrikalilara gore zengin kaliyo demek, Afrika nasil bi yer acaba diye dusunuyorum. Denis daha once Togo'ya gitmis, Humanitarian diye bi NGO'yla yaptirdiklari okulu ziyaret etmeye gitmisler. Denis diyo ki, en buyuk sehirlerinde yol yokmus, elektrik yokmus.. Denis aldigi sitma ilaclarinin yan etkisinden, kotu yemeklerden, hijyenden uzak ortamdan dolayi hastalanmis, ayaga kalkamamis kac gun..

Bombay dunyanin en kaba sehri secilmis, ama tabi Almanlarin da en nazik secildigini ve secenin de bi Amerikali derginin oldgunu belirtmekte fayda var. Bana kaba gelmiyo burasi hic ama iste anlayislari cok farkli, cok dokunuyolar cok itiyolar falan ama herkes bi mucadele, bi yaris icinde, biraz da hayatta kalabilme yarisi; cunku cok cok azi hayatin default konforlarini (bi ev- kisisel vakit/leisure time-vb...) yasayabiliyor.

Bazen Turkiye'deki sirketlerden konustugum insanlar beni cok mutlu ediyor. Gecen gun is icin aradigim adam, is konusmamiz bitince, Ee bunlari birak da ben senin Bombay'da ne yaptigini merak ediyorum dedi. Ben de staj yaptigimi falan anlattim. Cok ilginc buldu, Hindistan'la ilgili bi kitap okumus cok yakin bi zamanda, Hintlilerin anlayislarinin falan nasil farkli oldugunu sordu, sonra villalarin onunde tuvaletini yapan adamlar var mi gercekten falan dedi. Neyse, en sonunda hayatim adina cok kritik zamanda, cok ozel ve guzel bi karar aldigimi soyledi. Gulumseyerek telefonu kapattigimda on dakikadan fazla zamandir konustugumuzu fark ettim.

Gecen hafta Sedacimin agustos-eylul arasinda bi zaman Hindistana geliceni ogrendim. Cok sevindim, cok heyecanlandim. Insallah gelir. Cok heyecanliyim, ufukta gezmeler var yine.. Oh oh ne guzel.Gurbetteki diger canlarim da tatile, bayrama seyrana gelseler keske.

Yarin Gandhi Sergisine gidicez, ama ne sergilediklerini bilmiyorum. Yagmur sipir sipir degil, sakir sakir da diil, haldir huldur iri iri yagiyor; insanin uykusunu getiriyo.

Iyi geceler.

Hmm bi de www.denis-en-inde.com

0 Comments:

Post a Comment

<< Home